(Bu yazı Kadıköy Gazetesi’nin Ağustos 2018 sayısında yayımlanmıştır)
“Yazdıklarımızın hala geçerliliğini koruması ne kadar acı” demişti İlhan Selçuk.
Şair ve yazarlarımızın kaleme aldığı çoğu olumsuzluğun acımasızca tekerrür ettiğini görüyoruz. Tarihe “Aydınlar Dilekçesi” olarak geçen 5 Mayıs 1984 tarihli bildiriye yazılanlara göz atarsanız, aynı taleplerin bugün de tekrarlanabileceğini görürsünüz. Bu metni yazanlar dönemin iktidar sahipleri tarafından “vatan hainliği” ile suçlanmıştı. Aydınların en sık duyduğu suçlamadır bu.
Fikret’in 100 yıl önce yazdığı “Sis” şiirinin bugün bile hala bize bir şeyler anlatıyor olması edebiyat adına sevindirici ama ülke adına üzücüdür.
Kadıköy’deki bir sahaftan ne zaman aldığımı anımsayamadığım bir kitap var kütüphanemde: “Hicviyeler Arasından Yassıadaya’ya Kadar Panorama” adını taşıyor. [1]
Dr.Asım Neşet Sözmen tarafından kaleme alınan kitapta sıralanan şiirler, iktidarla şair ve şiir arasındaki ilişkiyi Neyzen Tevfikvari benzetmelerle hatırlatıyor. Sözmen alaylı bir dille Demokrat Parti iktidarını hedefine koyuyor ve bunu yaparken hiciv sanatının sınırlarını zorluyor. Hicve konu edilen siyasetçiler, bakanlar ve milletvekilleri bazen ince bazen kaba denebilecek cümle, söz oyunları ve benzetmelerle yerden yere vuruluyor. 1954 seçimleri için yazılmış bir beyit şöyle örneğin:
Ehli namus yoklamada düştü, meyus (üzgün, karamsar) oldular
Merkezinden koyduranlar hepsi mebus (milletvekili) oldular.
Dönemin DP iktidarını hicveden başka bir örnek:
Çıkmıyor yerli malı bizden hıyardan başka
Parti vurguncusu dört tane kibardan başka
Yok bozan keyfimizi şimdi dolardan başka
Çare yok bütçemizi hızla ayardan başka
Kim takar Menderes’i köhne Bayar’dan başka.
Türkiye’de basın üzerindeki iktidar baskısının hiçbir dönem değişmediğini en iyi özetleyen satırlar ise şunlar:
Her devirde diktatörlük bizde adetmiş meğer
Bir siyasi fikri olmak tam cinayetmiş meğer
Vurdu matbuata (basına) zinciri şu Demokrat beyleri
İnönü eyyamı bir devri saadetmiş meğer
Hırsızı ihbar için feryad edersen suç olur
Çünkü feryad neşr yoluyle (yayın yoluyla) bir hakaretmiş meğer
Hep yazarlar hapse girdi sansür ilan eyledik
Bu devirde böyle baskı bir kiyasetmiş (akıllılık) meğer.
Otuz iki sayfalık kitabın giriş yazısında yazar Asım Sözmen “psikologları hayran bırakacak bir şiir hafızasına sahip olmakla” övülüyor.
Aynı sayfada şair dostu Dr.Abdülkadir Noyan’ın, Sözmen’in olağanüstü hafızasını öven dörtlüğüne de yer verilmiş. Tesadüf bu ya; kitabın bendeki kopyası Sözmen tarafından Noyan’a imzalanmış olanı. Şöyle yazmış Asım Sözmen: “Şair, edip, mutasavvıf, ressam hocam Ord. Prof. Noyan’a hayranlıklarımla. 16 Temmuz 1961.”
Asım Neşet Sözmen gibi heccavlara (hiciv yazarı) günümüzde artık rastlanmıyor.
[1] Dr.Asım Neşet Sözmen. “Hicviyeler Arasından Yassıada’ya Kadar Panorama” Fakülteler Matbaası. 1960