BİLGİSAYAR MÜHENDİSİNİN KURABİYELERİ

(Bu yazı 8 Kasım 2018’de halimiz.com’da yayımlanmıştır)

Mardin’in daracık arka sokaklarından birine girip müzeye doğru yürürken sağ kolda bir pastane görürsünüz. Pastanenin kapısında elinde bir tepsi Süryani kurabiyesini size uzatan esmer ve sempatik bir genç görürseniz işte o Suriye göçmeni Fadell Azawe’dir. Yaptığı harika kurabiyeler değildir yalnızca ilgi çekici olan; onun kırık Türkçesiyle yaptığı sohbete katılmak için oracığa oturur ve bir bardak çay eşliğinde onun turistlerle yaptığı konuşmaya ortak olursunuz.

Fadell Azawe Suriye’nin Deyruzzor şehrinde 1989 yılında doğmuş. El Cezzire Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği eğitimi görürken çıkan ve hala süren iç savaş nedeniyle eğitimini yarıda bırakarak ailesiyle birlikte Türkiye’ye kaçmış. Önce Şanlıurfa’ya gitmiş. Sonra adını çokça duyduğu İstanbul’a uçup şansını 1 sene kadar orada denemiş.  Kentin kalabalıklığından sıkılmış ve yeniden kendini daha iyi hissettiği Ortadoğu topraklarına dönmek istemiş.

Bir buçuk senedir üçüncü ve son durağı olan Mardin’de yaşıyor ve açtığı pastanede pişirdiği enfes kurabiyeleri, çörekleri satarak hayatını kazanıyor.

Önce küçük bir pastaneyle başlamış işe Fadell. Zamanla işi büyütmüş. Şimdi Mardin’in ana caddesine paralel, daracık bir sokakta öncekine kıyasla daha geniş bir pastane çalıştırıyor. İstanbul onu kucaklamamış olsa da Mardin’deki yeni pastanenin adını İstanbul koymuş. Burada Süryani kurabiyeleri ve Mardin çörekleri pişiriyor. Hem yerel halka hem de önlerinden geçen turistlere satıyor. Bilgisayar mühendisi olmak için yola çıktığı hayatına pastaneci olarak devam ediyor. Görünen o ki hayatından memnun.

Suriye’deyken bilgisayar mühendisliği okuyan Fadell artık Artuklu Üniversitesi’nde İşletme okuyor. Şu anda ikinci sınıfta. Bilgisayar mühendisliği eğitimi ise şimdilik beklemede.

Neden diye soruyorum.

“Çalışırken bilgisayar işi zor oluyor. Aslında bilgisayar eğitimimi özledim. Suriye’den kaçarken dizüstü bilgisayarımı bile alamadım. Üzerinde çalıştığım tüm programlar bilgisayarımda kaldı. Öğrenciyken yeni bir hesap makinesi programı üzerinde çalışıyordum.  Çalıştığım tüm yazılım programları, ödevlerim ve projelerim yarım kaldı.”  

Şimdi bilgisayar bilgisini Youtube’da kendi adıyla açtığı kanal için kullanıyor. Hazırladığı filmlerde Mardin’i tanıtıyor ve İngilizce konuşuyor. “Mardin hakkında herkes Türkçe konuşuyor, oysa yabancı turistler için bilgilerin İngilizce olması gerekiyor. Ben de burada çalışan ve okuyan bir genç olarak Mardin’e hizmet etmek istedim.”

Fadell’in “Suriyeli Bir Mültecinin Hayatı” adını taşıyan bir Youtube filminde önce uzun bir Mardin klibi izliyoruz. Ardından Fadell ekrana geliyor ve şunları söylüyor: “Savaş benden eğitimimi, arkadaşlarımı ve hayallerimi aldı. Türkiye’den ihtiyacım olan desteği aldım. Artık kendimi bir gün bile mülteci olarak hissetmiyorum. Suriyelilerin mülteci olarak kalmadıklarını ve başarılı olabildiklerini göstermek istedim. Mardin’e kim gelmek isterse elimden gelen yardımı yapmaya hazırım.” [1]

Pastaneyi ailesiyle birlikte açmış ama dört kızkardeşi olduğu için asıl çalışan o. Babası yaşlandığı için tüm yük onun sırtında. Üç buçuk senedir Türkiye’de yaşayan bir Suriyeli olarak hayatından memnun görünüyor. Amcasının oğlu ve iki halası savaşta hayatını kaybetmiş. Suriye’de kaybettiği akrabaları için hala üzülüyor olsa da Suriye’nin geleceğinden umutlu. Ama şu anda geri dönmek gibi bir düşüncesi yok.

“Türkiye’ye seviyorum. Komşularımız bize iyi davranıyor. Türkçeyi öğreniyorum. Okulu bitireceğim ve hayatıma burada devam edeceğim.”

Suriye’den Türkiye’ye göç eden mülteciler arasından sayısız kötü örnek bulabilirsiniz. Fadell Azawe ise kesinlikle iyilerden biri ve bu iyi örneği sürdürmek niyetinde. Başarmak için büyük şehirde yaşıyor olmanın önemli olmadığını da gösteriyor.

Ama sanırım asıl gösterdiği şey; iyi niyetin, aklın ve cesaretin gücü.

Halimiz.com / 8 Kasım 2018

[1] https://www.youtube.com/watch?v=_Yth6Zhq0hA