BİR KADININ SEVGİSİNE LAYIK OLMAK

(Bu yazı 8 Mart 2022’de mürekkephaber.com’da yayımlanmıştır)

Bir kadın her hal ve koşulda bir erkekten daha güçlüdür.

Barış zamanında, savaşlarda, varlıkta veya yoklukta kadın kendi sevgisini büyüterek direnir ve bu direnişiyle hem kendini hem de çevresini ayakta tutar. Bir Rus, bir Ukraynalı veya bir Türk olsa da, kadın olmanın aidiyeti veya milliyeti yoktur. Kadınlar erkeklere de ülkelere de ait değildirler.

Dünyayı yönettiğini sanan erkeklerin çıkardığı cehennem yangınları kadınların  şefkatli göğüslerinde söner. Evine dönen bir erkek ya karısına sarılır ya da annesine.   

Kadınlar annelik vasıflarıyla donanarak doğarlar. Hiç anne olmamış bir kadın bile annelik vasıflarına sahiptir ve ölene kadar bu vasıflarını kaybetmez. Anneliğin kadın olmaktan kaynaklanan bir gücü vardır. Bu yüzdendir ki anne olsun veya olmasın tüm kadınlar erkeklerden daha güçlüdür.

İlk hamileliğinde bebeğini kaybeden bir annenin yaşadıklarına kulak verdiğimizde bir kadının gücünü daha iyi anlarız. Üzüntülerin en büyüğünü yaşamasına rağmen hayata nasıl tutunduğunu, acıyı nasıl atlattığını görmek hayranlık vericidir. Sonrasında yeniden hamile kaldığında yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“İkinci hamileliğimde hem mutluluk hem panik hissettim. Geçmişte yaşadığım olay tekrarlanırsa diye kaygılandım. Kendimi suçladığım anlar oldu. Acaba fark edebilir miydim diye kendimi sorguladım. Doğumdan sonra duygularım yerine oturmamıştı. Ne yapacağımı bilmiyor gibiydim. Kendimi boşlukta hissettim. Oğlumu nasıl tutacağımı bile bilmiyordum. Onu besleyebilir miyim, büyütebilir miyim, bizi sevecek mi diye düşünüyordum. Artık böyle düşünmüyorum.”

“Hamileliğin getirdiği, doğumun getirdiği bir depresyon süreci var. Bazıları bunu çok ağır yaşıyor. Ben de yaşadım. Elif Şafak’ın doğum sonrası depresyondan bahsettiği bir yazısı vardır. Postpartum Depresyonu. Bu depresyonu atlatmak için yaşadığın çevre ve aldığın destek önemlidir.  Kendini nasıl tamir ettiğin, güçlü bir karaktere sahip olman önemlidir. Eşinden aldığın destek önemlidir. Çocuğa yetememe korkusu olabiliyor zaman zaman. Çalışan bir kadınım ve aynı zamanda anneyim. En çok desteği eşimden ve ailemden aldım. Hala aynı desteği alıyorum. Bu çok önemli.”  

“İlk bebeğimi kaybetmenin getirdiği acıyı hala hissediyorum. Buna acıya alışmak diye tanımlıyorum. Zihnimi buna alıştırmaya çalıştım. İnsan zamanla alışıyor tüm acılara.”

“Anne olduğumu oğlumun beni tanıdığı anda hissettim. Gülümsediği, bana tepki verdiği an anne olduğumu hissettim. Onu emzirirken onunla bütünleşmek inanılmaz bir duygu. Onu tarif edemiyorum ve onu hala emziriyorum. Onunla beraber büyüyorum sanki. Onun ihtiyaçlarını annesi olarak karşılarken o da varlığıyla beni olgunlaştırıyor. Canımın canı olduğunu hissediyorum.” 

“Oğlum kendi karakteriyle geldi. Kendi istekleri var. Kızıyor, seviniyor ve şimdiden kendini ifade ediyor. En çok istediğim şey onun bizimle oturup kendi duygularını paylaşması, bizimle sohbet etmesi. O anı  sabırsızlıkla bekliyorum.”

“Oğlumun dünyaya saygılı bir insan olmasını istiyorum. İnsan sevgisini, hayvan ve doğa sevgisini bilerek büyüsün. Her şeyin çok değerli olduğunu kavrasın. Büyüdüğünde bizi sevsin yeterli. Kadın olmak böyle bir şey. Karşılıksız vermek ve sevgiyi hissetmek.”

Eşlerimizin, annelerimizin, kızlarımızın, kadınlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum. Onların sevgisine layık olabilmeyi diliyorum.  

Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.