FAHRELNİSSA ZEİD: BAŞKA DÜNYANIN İNSANI

(Bu yazı 24 Eylül 2018’de mürekkephaber.com’da yayımlanmıştır)

Bu topraklarda kendi tutkularıyla varolan kadın sayısı az. Bunu biliyorum. Hayata ve erkeklere meydan okuyarak kendi dünyasının peşinden giden kadınlara saygı duyuyorum. Bunlardan bazılarını Dünya Hala Büyük Yaşam Hala Kısa kitabımda yazmıştım. Ama bazı kadınlar var ki her gün yeniden yazılabilir, kendini her defasında yeniden var edebilir.

Fahrelnissa Zeid o kadınlardan biri.

1901’de İstanbul’da başlayan müthiş hayatını dünyanın en önemli kentlerinde sürdüren, resim yapan, elliye yakın sergi açan, yazı yazan, çocuk ve öğrenci yetiştiren, meydan okuyan, 1991’de Ürdün’ün başkenti Amman’da ölen, dört farklı uygarlığın izlerini taşıdığını söylese de başka bir dünyaya ait bir ressam, bir insan.

Onun resimlerinde Batı ve Doğu medeniyetlerini aynı anda buluruz. Soyut kompozisyonlarında iç dünyasını keşfederiz.

Bizans, İslam ve Batı etkileriyle uzun sayılabilecek yaşamında inşa ettiği sentez paha biçilemezdir.

Fahrenissa Zeid’i yeniden hatırlamamıza vesile olan şey ise onun resimlerini yeniden canlı canlı görmemizi sağlayan yeni bir serginin açılmış olması. “Tutkuya Övgü” adıyla açılan sergi Dirimart’ın Dolapdere galerisinde görülebilir.

Ama sadece bu değil.

Onun hayatını anlatan ve 2017 yılında Londra’da yayımlanan biyografinin Türkçesi RES Yayınları tarafından yayımlandı. Filistinli yazar ve sanat yöneticisi Adila Laidi-Hanieh tarafından kaleme alınan ve Türkçeye Esin Berktaş ile Çiçek Öztek tarafından kazandırılan kitap, Zeid’i tüm yönleriyle anlatıyor.

Kitap ve sergi için düzenlenen lansman töreninde Hanieh ile tanışma fırsatımız oldu. Kendisi küçük bir kız çocuğuyken Fahrelnissa Zeid ile tanışan, evine giren çıkan ve hatta ondan resim dersi alma onuruna erişen Adila Hanieh, hiçbir zaman dile getirmiş olmasa da Fahrelnissa’nın gerçek bir feminist olduğunu söylüyor:

 “O bir feministti.  Feminist olmasının yanı sıra sosyal anlayışların çok ötesinde postmodern bir insandı.  Ama benim kitabım için verdiği röportajda feminist ve siyasi angajmanları olmadığını söylemişti.  Davranışlarıyla ve yaptıklarıyla bir feminist gibi davrandı. Çocuklarını bağımsız yetiştirdi. Onu tek bir sıfatla tanımlamak zordur. O bir Türk sanatçısı değildi ya da sadece bir kadın sanatçı değildi. Bir dünya insanıydı.”

Törende Fahrelnissa Zeid’in 80 yaşındaki oğlu Prens Raad Zeid Al-Hüsseyin  ve eşi Majda Raad da hazır bulundu. Amman’da yaşayan ve annesinin resimlerinden bazılarını kendi koleksiyonunda muhafaza eden Prens Raad günümüzde bile annesi Fahrelnissa örneğinde bir kadının Ortadoğu’da mevcut olmadığını vurguladı:

“Fahrelnissa Ortadoğu kadınları için iyi bir örnekti. Kafasındakileri yapabilmek için her şeyi yaptı. Resim yaptı, resim öğretti ve kendisi gibi oldu. Herkesle arkadaş oldu. Güçlü bir kişilikti. Ülkesinden çok öte bir insan haline geldi. Bugün Ortadoğu’da böyle kadınlar görmek zor. Onun yaşadığı zamanlarda bazı şeyleri yapmak daha zordu.”

Bugün onun yaptıklarını yapmak belki de daha da zor. Ama o sadece resimleriyle değil, yaptıklarıyla ve yaşadıklarıyla bizi büyülemeye devam ediyor. Resimleri İstanbul’dan Filistin’e, Amman’dan Paris’e ve Londra’ya kadar her yerde sergileniyor. Hakkında hala kitaplar yazılıyor. Elimizdeki son kitap da Fahrelnissa’yı en iyi anlatan kitaplardan biri.

Hanieh onun için şöyle yazmış kitabın kapağında: “İç Dünyaların Ressamı.”

Evet, Fahrelnissa Zeid kendi iç dünyasını yansıttı ve onun resmine bakanlar kendi dünyalarıyla örtüşen izler, ilişkiler arayıp durdu. Ama onun hiçbirimize söylemediği başka bir dünyası vardı ve 90 yıl boyunca o dünyayı resmetti. Biz o dünyaya nüfuz edemeyeceğiz; sadece yaptığı resimlere bakıp tahmin etmeye yeltenebiliriz o kadar.