HALİM DOĞRUSÖZ’ÜN YÖNEYLEMİ

(Bu yazı 7 Şubat 2019 tarihinde Halimiz.com’da yayımlanmıştır.)

İkinci Dünya Savaşı yıllarında Alman denizaltılarının Atlantik’i geçen müttefik gemilerini sinek gibi avlaması karşısında çaresiz kalınması, savaşın gidişatı açısından çok önemliydi. İngilizler denizin altından sessizce yaklaşan U-botları tespit edemiyor, tespit ettiklerinde ise uçaklardan atılan bombaların denizin altına ulaşamıyor olması nedeniyle onları vuramıyorlardı.

İngiliz mühendisler konuyu yeniden ele aldılar. Alman denizaltılarının torpidolarını ateşleme süresini bir kez daha hesapladılar. Uçaklara yüklenen bombalar yeni hesaplara göre üretildi. Daha derine inip daha geç patlayan bombalar sayesinde Alman denizaltılarının Atlantik’te saçtıkları korku nispeten hafifletildi. 

İşte “Operational Research” adı verilen bilim dalı böyle ortaya çıktı. Yani konunun yeniden, farklı düşünceler ve farklı hesaplamalarla ele alınmasıyla.

Türkçeye “Operasyonel Araştırma” ya da “Harekat Araştırması” diye çevirebileceğimiz yeni yaklaşımda önemli olan şey, çözüm için doğru soruyu sormak ve ona doğru bir bakışla yaklaşmaktı. Bugün Türkiye dahil dünyadaki mühendislik fakültelerinde ders olarak okutulan bu disiplini Türkiye’ye ilk getiren isim Halim Doğrusöz’dür.

Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nde şef olarak çalışan ve zorunlu devlet hizmetini bitirmeye çalışan Halim Doğrusöz, 1956 yılı yaz aylarında bir arkadaşının aracılığıyla Genelkurmay Başkanlığı’nda danışman olarak bulunan Oscar Hoffman adlı bir Amerikalı ile tanışır. Çocuk felci geçirdiği için koltuk değnekleriyle yürüyen bu Amerikalı, “American Machine and Foundry Company”nin Harekat Araştırması Şubesi’nin yöneticisidir.

Doğrusöz, o sıralarda uzun mesafe elektrik iletiminde meydana gelen ani voltaj düşüşünü ve buna bağlı enerji kaybını tamamen çözen bir model geliştirmiştir. Böylece enerji ve para kaybı en aza inmektedir.

Hoffman tanışma sohbetinde bunu hatırlatır ve Doğrusöz’ün başarılı bir “Operations Research” adamı olduğunu söyleyerek ona iltifat eder.


Doğrusöz, Hoffman sayesinde ORSA’ya (Operatıons Research Society of America) üye olur ve zorunlu hizmetini bitirir bitirmez Amerika’ya gider. Case İnstitute Of Technology şirketindeyıllık 5 bin 500 dolar ücretle işe başlar.

Doğrusöz ABD’ye gider gitmez uçak ve helikopterlerin onarımının daha hızlı ve daha az maliyetli olmasını sağlayan bir proje geliştirir. Projeyi sunduğu tez hocası sevinçle şöyle der: “Bu hiç kimsenin düşünmediği bir çözüm tarzı.”


Halim Doğrusöz ABD’deki çalışmalarına başarıyla devam ederken TÜBİTAK’tan aldığı teklif üzerine 1965’te Türkiye’ye döner. TÜBİTAK’ta Cahit Arf, Nimet Özdaş  ve birlikte bir zamanlar dağcılık sporu yaptığı Erdal İnönü gibi isimler vardır.
Doğrusöz kurum bünyesinde bir  “Harekat Araştırması Ünitesi” kurar ve ardından ODTÜ’de “Harekat Araştırması Lisansüstü Programı”nı başlatır.

 
Ancak Türk sanayisi henüz yeni çözüm yollarına hazır değildir. Doğrusöz’ün ziyaret ettiği kurumlar onun neden söz ettiğini anlamazlar.  
Doğrusöz Sümerbank’a da gider. Genel Müdür Şevket Davaslıgil’in sıkıntısı büyüktür: Tesislerdeki üretimi takip edebiliyordur ama üretilen malları Türkiye’nin farklı yerlerindeki 154 dükkanda satan müessese bir türlü kar edememektedir.

Doğrusöz ve arkadaşları hemen işe koyulur ve devlete ait tüm işletmelerde olduğu gibi Sümerbank’taki temel sorunu hemen bulurlar: Personel fazlalığı ve verimsizlik.

Halim Doğrusöz durumu bir raporla genel müdüre sunar.  Davaslıgil’in eli kolu bağlıdır. Personel fazlası olan  hiçbir kişiyi işten çıkaramamaktadır; hepsi ya bir siyasetçinin ya da başka birinin torpiliyle işe yerleştirilmiştir.   

Sümerbank’taki işlerini bitiren Doğrusöz ve ekibi çalışmaya devam eder. Bir süre sonra Doğrusöz “Harekat Araştırması” adını değiştirmeye karar verir. ODTÜ ve İTÜ’den bilim adamları, Genelkurmay’dan bir albay ve Türk Dil Kurumu’ndan gelen bir uzmanla toplantı yaparak yeni bir isim ararlar. 
Önce “İşlem Araştırması” adı düşünülür. Sonra İngilizce’den tam çeviriyle “Operasyonel Araştırma” adını koymak isterler. Türkçeye meraklı bir hoca “Erekizlem” adını önerdiyse de kendisinden başka kimse bu isme oy vermez. En sonunda ‘Yöneylem Araştırması’ adında görüş birliğine varırlar.  İşte o gün bu gündür Türkiye’de bu bilim dalının adı “Yöneylem”dir.

1940’lı yılların sonuna doğru savaş koşullarının dayatmasıyla İngiltere’de ortaya çıkan bu bilim dalı, savaşın bitiminden 11 yıl sonra Türkiye’ye gelmiş ve Halim Doğrusöz’ün önderliğiyle üniversitelerde ders olarak okutulmaya başlanmıştır ve hala okutulmaktadır.

Bugün endüstri mühendislerinin en çok yararlandığı ders olan Yöneylem Araştırması, sanayi işletmeleri ve kamu kurumları için daha ucuz ve daha etkili çözüm yollarını bulmak anlamına geliyor. Eskiden bu terimin ne anlama geldiğini bilmeyen işletmeler yöneylem çözümleri ile daha çok zaman ve para kazanıyor. Doğru sorular sormayı öğrenmiş yöneylem uzmanları ve onlara bu yolu öğretmiş Profesör Halim Doğrusöz sayesinde.  14 Şubat’ta 97 yaşına basacak olan Halim hocaya saygıyla.