İNTERNET NESLİ ve KUŞAK FARKI

(Bu yazı Parmaklarıyla Düşünen Dünya kitabından alınmıştır)

Eskiden büyüklerimiz takvime bakmak yerine yüzlerini doğaya çevirirlerdi. “Ben ne zaman doğdum babaanne?” sorusunun yanıtı “kiraz zamanı” diye yanıtlanırdı; veya “ekinler sarardığında.”

Oysa artık dijitalleşmiş takvimler ve saatler var. Geriye baktığımızda 60 kuşağı, 80 kuşağı dediğimiz insanlar vardı. Ya da Y Kuşağı, Z Kuşağı dediklerimiz. Acaba internet Kuşağı diye bir tanımlama yapılabilir mi ?

1986 yılından sonra doğanlara  -Z kuşağına dahil olmasalar da – “internet nesli” adını verebiliriz. Bu nesil, 80 Kuşağı ya da daha eski nesillere nazaran çok farklı kavrama, anlama ve yorumlama düzenine sahiptir. İnternet neslinin başlıca özelliği ekranlara bakarak büyümüş olmasıdır. Bugün herhangi bir teknoloji marketine girip sorduğunuzda en çok satılan ürünlerin “ekranlı ürünler” olduğunu görürsünüz. Bunlar cep telefonları, bilgisayarlar, tabletler ve televizyonlardır. Diğer başka bazı elektronik aygıtlara da ekran konuluyor olsa da asıl ekranlı ürünler bunlardır. İşte internet nesli bu ekranlara bakarak büyüyor. Olaylar karşısındaki tepkileri ve yorumları tamamen ekranlarda gördükleriyle çerçevelenmiş oluyor ve onlar bu ekranlarda gördükleri ve duyduklarına göre karar veriyorlar. Fiziksel özellikleri de ekranlara hükmedecek şekilde değişiyor. Hepsinin çok hızlı parmakları var. Parmaklarıyla konuşuyor, parmaklarıyla yazışıyor ve parmaklarıyla düşünüyorlar. Geçen yüzyılın icatları olan kitap, defter, makas ve radyo gibi ürünler hiçbirinin eline yakışmıyor. Çoğu sakarlaşmış vaziyette. Mutfakta annesine yardım eden kız çocuklarının sayısı giderek azalıyor. Erkek çocuklar sapan yapmak, langırt çevirmek, mikado oynamak gibi el becerisi isteyen oyunlardan tamamen uzaktalar. 70’li ve 80’li yılların çocuklarının arsada oynadığı top oyunları onlar için uzak bir anı. Körebe, yakar top, ip atlama, saklambaç, kızma birader, monopoly hata satranç oynayan çocuk görüyor musunuz hiç ?  Hepsinin elinde ekranlı bir ürün var ve hepsi parmaklarıyla düşünüp parmaklarıyla konuşuyor.

Böyle bir nesil dikkat eksikliği yaşamaktadır. İnternet bağımlısı olan çocukların büyük çoğunluğu dikkat eksikliği yaşamakta ve dikkatlerini belirli bir olay üzerinde uzun süre tutamamaktadır. Anlık mesajlar, çabuk yanıt verme isteği ve bunu yapabilmek zeki olmanın göstergesi haline geldi. İnternetin kendi belirlediği standartlarla aklımızı ve zekamızı sınıyoruz. Beynimizin kavrama, yoğunlaşma ve hafıza alanı zayıflarken bilgisayarların hafıza alanı genişliyor. Lise öğrencisiyken hesap makineli bir kol saatim vardı. Casio marka bu saatler ilk çıktığı tarihlerde büyük satış rakamlarına ulaştı. Önceleri saatlerin farkına varmayan öğretmenlerimiz bir süre sonra sınavlara bu saatlerle girmeyi yasakladı. Benim gibi matematiği zayıf öğrenciler, hesaplamaları yeniden kağıt-kalemle yapmaya devam etti.

Kuşak Farkı

Alberto Manguel’in sorduğu soru aklıma kuşak farkı denilen kavramı getiriyor:  “Bilgisayarı ilk kullandığınız anı hatırlıyor musunuz ?”

Şöyle de sorulabilir: “Cep telefonunu elinize aldığınız ilk anı anımsıyor musunuz ?”

Aslında bizim kuşak için çok eski bir tarih değil. Ama Z kuşağı için böyle bir an hiç olmadı. Çünkü onlar bilgisayarların ve cep telefonlarının içine doğdular.

Geleneksel Kuşak: 1945 ve öncesinde doğanlar

X Kuşağı: 1965-1976 arasında doğanlar

Y Kuşağı: 1977-1997 arasında doğanlar

Z Kuşağı: 1998 yılı sonrasında doğanlar. Bu kuşak gelecek kuşak olarak da adlandırılıyor.

Onlara rahatlıkla “internet nesli” diyebiliriz.