JOHN STEINBECK CASUS MUYDU ?

Bu yazı 25 Haziran 2019 tarihinde Oggito.com’da yayımlanmıştır.

Gazeteciler ve yazarlar hakkında en çok çıkartılan söylentilerin başında ‘casusluk’ suçlaması gelir.

Soğuk savaş yıllarında hiç akla gelmeyecek isimler Amerikan yahut Sovyet casusu olmakla itham edilmiştir. İsimlerini zikretmeye gerek yok, Türkiye’den de çok sayıda yazar-çizer böyle suçlamalarla karşılaştı ve yazık ki hala karşılaşıyor.

Biz Amerika’dan bahsedeceğiz.

Bundan 70 yıl önce soğuk savaş tüm hızıyla sürerken Amerikalı yazar John Steinbeck Rusya’daki sıradan hayatı anlatan bir dergi yayımlamaya başladı. Ünlü savaş fotoğrafçısı Robert Capa’nın fotoğraflarıyla donanmış bu dergi, Rus insanlarını, köylüleri ve tarımsal faaliyetleri anlatıyordu. Derginin sloganı şuydu: “Yeterince bilmediğiniz şeyler hakkında karara varmaktan vazgeçin.”

İkinci Dünya Savaşı henüz sona ermişti ve İngiliz Başbakanı Winston Churchill’in komünist dünyayı “demirperde ülkeleri” diye tanımlamasının üzerinden yalnızca bir yıl geçmişti. 

John Steinbeck yoksul Amerikan çiftçilerinin hayatını yazdığı “Gazap Üzümleri” romanıyla Sovyetler Birliği’nde seviliyordu. Romanı birkaç baskı yapmıştı. Komünist rejim herkesi şaşırtan bir kararla onun fotoğrafçı Robert Capa ile beraber Sovyet ülkesine gelip kolektif çiftlikler hakkında yazı yazmasına izin verdi. 

Yolculuk sırasında Moskova, Leningrad (şimdi Saint Petersburg), Stalingrad (şimdi Volgograd) ve Gürcistan’ı ziyaret ettiler. Ukrayna’da dokuz gün geçirdiler, Kiev’deki ve yakın çevresindeki kollektif çiftlikleri ziyaret ettiler. Attıkları her adımda Sovyet ajanları yanlarındaydı ve Steinbeck’in ne yaptığı, kiminle konuştuğu, hangi soruları sorduğu tek tek rapor edildi.

Yedi sayfalık bu rapor 31 Ağustos 1947 tarihlidir ve hala KGB arşivlerinde durmaktadır.

Raporda  “Kiev’de kaldıkları süre boyunca Steinbeck ve Capa’ya günlük olarak ajanlar eşlik etti, sürekli izlendi ve ________”  şeklinde sonu boş bırakılan cümleler var.

Sovyet güvenlik görevlilerinin raporlarında bu tür boşluklar bırakmalarının nedeni, hassas bilgilerin elle doldurulmasını sağlayarak, karşı casusların bu bilgilere erişimini engellemek olarak açıklanıyor. KGB’nin standart uygulamalarından biri.

Steinbeck için yazılan raporda ise bu boşlukların genellikle doldurulmadığı görülüyor.

1947 Sovyet raporundan açıkça anlaşılıyor ki, ajanlar Steinbeck’in ABD hükümeti adına bir görev yerine getirdiğinden şüpheleniyorlardı.

Belgeye göre ABD, John Steinbeck’in adını kullanarak Sovyetler Birliği’ni kötülemeyi amaçlıyordu.  Aynı rapor, Steinbeck’in Avrupa’ya yapılan Amerikan ekonomik yardımı lehine konuşmalar yaptığını ve Amerikan komünistlerine destek vermeyi reddettiğini de anımsatıyor.

Buna ek olarak, Steinbeck, halkın siyasi düşüncelerini ve Sovyetler’in tarım potansiyelini ‘kötü niyetli bir şekilde’ incelemekle suçlanıyor.

Raporda, Steinbeck’in gezi süresince sessiz ve içe kapalı davrandığı ve nadiren soru sorduğu vurgulanıyor. Fotoğrafçı  Capa ise tam tersine, konuşkan ve meraklıydı. Ama ajanların dikkati daha çok John Steinbeck’in üzerindeydi.

Steinbeck SSCB gezisi boyunca çiftlikleri ve şehirleri gezdi. Nerede kaç kişi yaşıyor, hangi çiftlikte kaç traktör var ve kaç jeneratör bulunuyor hepsini öğrendi. Doğu Ukrayna’da bulunan Donbas sanayi bölgesine ve ülkenin tarım bölgesi Don’a gitti. Kiev’de resmi binalarda bulundu.

Steinbeck’in 1947 gezisi sırasında ABD hükümeti için bir tür görev yürütüp yürütmediği bilinmiyor. Ancak, 2013 yılında, Brian Kennard adlı bir akademisyen ve yazar, Steinbeck’in CIA ile bağlantılı olduğunu ileri süren bir kitap yayımladı. Kitabın adı: Steinbeck: Citizen Spy idi.

Kennard, Steinbeck’in 1947’de gerçekleşen gezisi öncesinde CIA’yi bilgilendirdiğini ve gezi dönüşünde CIA üst düzey yöneticileriyle biraraya geldiğini iddia ediyor.

Daha sonra CIA tarafından yayınlanan bir mektup, Steinbeck için övgü cümleleriyle dolu. SSCB gezisinde Steinbeck’e eşlik eden fotoğrafçı Robert Capa’nın, bu geziden birkaç yıl sonra Amerikan Devleti’nden ‘üstün hizmet madalyası’ aldığını da belirtelim.

1962 yılında John Steinbeck Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı.

Bir sonraki sonbaharda, Sovyetler Birliği’ne yeniden gitti.

Ancak bu ikinci geziyle ilgili hiçbir belge KGB tarafından yayımlanmadı.

O raporlar, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra KGB’nin yerine kurulan FSB’nin arşivinde duruyor olmalı.