KEMALİST TÜRKİYE’NİN FOTOĞRAFÇISI

(Bu yazı Dünya Hala Büyük Yaşam Hala Kısa kitabında yayımlanmıştır)

Othmar Pferschy, 1898 Graz doğumlu, Avusturyalı bir fotoğrafçıdır. Egzotik yerlere merakı ve fotoğrafa olan tutkusu onu ülkesinden ayrılmaya zorlar.

Genç Othmar 1926 yılında gazetede bir ilan görür ve Şark Ekspresi’ne binip İstanbul’a gelir. Türkiye Cumhuriyeti’nin henüz ilk yıllarıdır. Kısa süre sonra Beyoğlu’ndaki  Foto Français’de  iş bulur ve 1931’de kendi stüdyosunu açar.

Genç Cumhuriyet’in tüm dünyaya, özellikle Avrupa’ya iyi tanıtılmasını isteyen devlet, Matbuat Umum Müdürü Başkanı Vedat Nedim Tör’ün yönetiminde La Turquie Kemaliste adında bir dergi yayınlatmaya başlar. Dergide ülkenin her bölgesinden fotoğraflar ve tanıtım amaçlı yazılar olacaktır. Kendisine sunulan fotoğrafları inceleyen Vedat Nedim Tör, Othmar Pferschy’in çektiği tüm fotoğrafları çok beğenir. Pferschy, Tör’ün isteğiyle  Kemalist Türkiye dergisinin fotoğrafçısı olarak işe alınır.

Othmar Pferschy, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında İstanbul’u ve Anadolu’yu karış karış fotoğraflayıp Türkiye Cumhuriyeti’ni ve insanını dünyaya tanıtan bir isim haline gelir. Belgesel fotoğrafçılığın belki de Türkiye’deki ilk temsilcisidir. Başta İstanbul olmak üzere kentlerin ve tarihi eserlerin fotoğraflarını çeker. Yeni inşa edilen devasa binalar, anıtsal mimariler, modern fabrikalar, okullar, üniversiteler, sağlık kuruluşları, sokaklar, caddeler, stadyumlar, parklar, meydanlar ve dükkânlar… Pferschy, genç Türkiye Cumhuriyeti’ni dünyaya tanıtabilecek tüm “güzel şeyler”i fotoğraflar. Sadece anıtsal yapılar ve fabrikalar değil, bayramlarda yapılan törenler, resmî geçitler, köy çocukları, işçiler, ata binen insanlar, tenis oynayanlar, piyano çalanlar, laboratuvarda çalışan gençler Pferschy’nin objektifine konu olmuşlardır.

Othmar’ın Türkiye’deki mutlu günleri 1955 yılında gölgelendi. Her fırsatta “ikinci vatanım” dediği Türkiye’de, Ankaralı meslektaşlarından bir tehdit mektubu aldı. Aynı dönemde yürürlüğe giren bir yasa gereği Türk vatandaşı olmayanların fotoğrafçılık gibi bazı “stratejik” mesleklerde çalışması yasaklanmıştı.

Cumhuriyet’in tanıtılmasında büyük emekleri olan Pferschy, tüm bu gelişmelerden üzüntü duydu. Üstelik Türk vatandaşlığı başvurusu da kabul edilmemişti. Fotoğraf çekmesinin yasaklanması üzerine ülkede daha fazla kalamayacağını anladı. 1969 yılında Türkiye’den ayrılarak mesleğine ülkesi Avusturya’da ve Almanya’da devam etti. 1984’te Münih’te öldüğünde 86 yaşındaydı.

2005 yılında çok anlamlı bir şey oldu. Türkiye’den adeta kovulan Othmar’ın kızı Astrid von Schell, babasının eşsiz albümlerini ve arşivini bağışlamak üzere Türkiye’ye geldi. Elindeki her şeyi İstanbul Modern Sanatlar Müzesi Fotoğraf Arşivi’ne bağışladı. Othmar’ın çektiği ve Türkiye’nin yakın tarihini gözler önüne seren 1714 adet negatif ve 1293 adet basılmış fotoğraf yeniden canlandı. Biz Othmar’ı bu ülkeden kovmuş olsak da onun Türkiye sevgisi kızının sayesinde hayat buldu ve bu topraklara geri döndü. Teşekkürler Othmar Pferschy.  

Enis Batur’un dediği gibi: “Bizim işimiz anımsamak, bir de unutturmama çabası vermek değil midir?”