SÖZCÜKLER BİZE NE ANLATIYOR-2

(Bu yazı  8 Aralık 2021 tarihinde  kayıprıhtım.com’da yayımlanmıştır)

Mehmet Emin Kantarcı’nın Bilge Kültür Sanat Yayınları’ndan çıkan Kelime Köken kitabı, sözcüklerin kökenine ve etimolojik öykülerine odaklanıyor.

Aralarında çok bilinen ama anlamını bilmeden sıkça kullandığımız sözcükler var. Farsça kökenli ve el anlamına gelen dest sözcüğünden türetilen ve Türkçe’ye o şekilde giren sözcüklerin zenginliği dikkat çekici. Deste, derdest, destur, abdest sözcüklerinin tamamının kökeni –dest’ten geliyor.

Güneşlik anlamına gelen şemsiye, cam eşyalar anlamına gelen züccaciye ve serilmiş yaygı, kilim kökeninden türemiş olan mefruşat ise Arapça kökenli sözcüklerdir.  

Fransızca Türkçeye en çok sözcük vermiş ikinci dildir.

Fayton, panik, şarküteri, profiterol, alarm gibi sözcüklerin hepsi Fransızcadır. Bunların ortaya çıkışı kadar Türkçe’ye girme öyküleri de dikkat çekicidir. Örneğin cisimlerin dış çeperlerini yansıtan gölgelere adını verdiğimiz silüet sözcüğü, adını Fransız maliyeci ve bakan Etienne de Silhoutte’den almıştır. 18’inci yüzyılda yaşamış bir aristokrat olan Silhoutte zenginlerden hatırı sayılır oranda vergiler almasıyla ünlenmiştir. Vergilerini veremeyen asilzadeler bir süre sonra evlerindeki yağlı boya tabloları vermeye başlarlar. Bu tabloların bazıları henüz bitirilmemiştir ve gölgeleri andıran desenlere sahiptir. Bu tarz yarım kalmış gölgeli tablolar zamanla Silhoutte Tabloları olarak ün salar. 

Yunanca olarak doğan ve Fransızcaya girdikten sonra Türkçeye de yerleşen kaos sözcüğü mutlak düzensizlik ve karışıklık anlamına gelir. Yunan mitolojisinde dünya varolmadan önceki kargaşa halini anlatmaktadır. Kasımpatı olarak bildiğimiz krizantem çiçeğinin kökeni Latince olmasına rağmen Türkçeye Fransızcadan girmiştir.

Kaos gibi etimolojik olarak birkaç dile ait sözcüklerden birisi  alarmdır. Türkçeye Fransızcadan geçmiş olmasına karşın İtalyanca all’arme yani “silah başına” çağrısından türemiştir. Sözcüğün daha eski kökenine inildiğinde Latince’deki arma sözcüğüne ulaşıyoruz. Yani “acil uyarı” anlamına gelen alarm sözcüğü esas olarak silah sözcüğünden doğmuştur. [1]

Katırcı’nın bize anımsattığı bu sözcüklere kendi notlarımızdan ilaveler yapalım.

Bizim Hoparlör olarak kullandığımız Haut-Parleur, Korender (cereyan-hava akımı)olarak kullandığımız Courant d’Air, Şimendifer diye Türkçeleştirdiğimiz Chemins de fer, Rötuş olarak dilimize giren re-touche, banliyö diye kullandığımız ban-lieu, üstümüze örttüğümüz ince pamuklu battaniye olan Pike – Pique  Fransızca kökenli sözcüklerdir.

İndirim anlamına gelen İskonto, İtalyanca Sconto’dan gelir. Kartela ve Fiyasko aynı dilden Türkçeye girmiştir. Denizcilik ve müzik terimlerinin büyük çoğunluğu İtalyancadır.

İstim üzerinde olmak deyimindeki istim, İngilizcede buhar anlamına gelen steam sözcüğünden gelmektedir. Buharlı gemilerin kalkmaya hazır olduğu anı işaret eder.

Türkçede “kent dışındaki mahalleler” anlamına gelen varoş sözcüğü Macarca kökenlidir. Macarcada var kale demektir. Varoş ise kale dışında kalan yerlere denir.

İspanyolcada söz, kelime anlamına gelen Palavra sözcüğü Türkçeye yalan söz, boş laf olarak geçmiştir. Cunta ve amigo sözcükleri de İspanyolca kökenlidir.  

Japoncada “boş orkestra” anlamına gelen Karaoke, Türkçede sözsüz şarkıların üzerine şarkı söylenmesi anlamına geliyor. “Liman dalgası” demek olan  Tsunami  ise hem Türkçeye hem de uluslararası literatüre “deprem dalgası” olarak yerleşmiştir.

Devam ederek okurlarımı sıkmak istemem.

Hem Türkçemizde hem de diğer dillerde doğuşu ve kullanılış şekilleri hayli ilginç sözler ve sözcükler var. Türkçe sözlükteki sözlerin kökenlerine ait sayısal döküme göre Türkçeye giren Arapça kökenli sözcük sayısı 6 bin 463, Fransızca kökenli sözcük sayısı 4 bin 974, Farsça kökenli sözcük sayısı bin 374, İtalyancadan gelen sözcük sayısı 632, İngilizce kökenli sözcük sayısı 538, Yunanca kökenli sözcük sayısı 399, Latinceden gelen sözcük sayısı 147, Almancadan giren sözcük sayısı 85, Rusçadan gelen sözcüklerin sayısı 40, İspanyolcadan gelen sözcük sayısı ise 36. Kuşkusuz bu rakamlar, yeni icatlar, keşifler ve kavramlar ortaya çıktıkça artıyor ya da  bazı kavramlar günlük hayatta kullanılmaz hale geldikçe  azalıyor.

Zengin bir dil, kavram ve algıları zenginleştirir ve buna bağlı olarak hayal ufkumuzu genişletir.   

Kayıprıhtım sitesinin değerli okurları yukarıda bahsi geçen sözcük ve deyimlere yenilerini ekleyebilirler. Böylece birlikte düşünmüş ve yazmış oluruz.


[1] Mehmet Emin Katırcı “Kelime Köken” Bilge Kültür Sanat Yayınları. 5.Baskı. Ocak 2021.