YAŞAR KEMAL SÖZLÜĞÜ

(Bu yazı 1 Mart 2021’de oggito.com’da yayımlanmıştır)

Çukurova’nın bir sevinç mestliğinde nennilenmesinden, dağı taşı ateşe kesen güneşin ferinden, kara bulut gibi top top olup uçan sığırcıklardan bellidir ki Yaşar Kemal büyük bir yazardır.

Onun cümleleri canlı birer mahluk gibi oynaşır kağıdın üstünde. Akçasaz’ın yağmuruyla ıslanır, konakta pişen yemeğin kokusuyla acıkırsınız. Pamuk işçilerinin terini siler, beylerin bindiği atın terkine yapışırsınız. Onun kurduğu dünya, onun satırlarıyla, temiz, yabanıl, el değmemiş bir tanrı bahçesidir. 

Yaşar Kemal’ın romanları sadece birer kitap olarak değil sosyolojik bir eser, tarihsel bir belge olarak da okunabilir. Demirciler Çarşısı Cinayeti’nde birbirine kan davası güden iki beyin öyküsünü okumanın yanında, göçebelikten yerleşik hayata geçmek için zamanın geldiğini öğrenirsiniz. Büyük savaş sonrasıdır ve Mustafa beyin oğlu Memet Ali artık yarıcılığın bittiğini, bu kadar ırgat beslemenin gereksiz olduğunu savunur babasına. Babası onu dinlemez. “Yuvamı, obamı dağıtmam” der. Dünyada sanayi devrimi çoktan olup bitmiştir ve Türk köylüsü de yavaş yavaş traktöre, biçerdövere alışmak gerektiğinin farkına varacaktır.

Toprağın kıymetini okuruz Yaşar Kemal’den. Asıl sermayenin toprak olduğunu, insana en büyük güveni toprağın verdiğini öğreniriz. Topal Ali’nin, Mestan’ın, Derviş Beyin, İnce Memed’in, Mahmut’un, Süleyman’ın, Gülbahar’ın, Sofi’nin, Çakırcalı’nın, Mıstık’ın ve Deli Hüseyin’in görgü, yaşayış ve alışkanlıklarının Çukurova coğrafyasıyla nasıl bir bütün oluşunu görürüz. 

Yaşar Kemal her büyük yazar gibi Türkçe’ye yüzlerce yeni sözcük kazandırmıştır. Onun destansı sözlerini daha iyi anlamak isteyen okurlar için Ali Püsküllüoğlu’nun Yaşar Kemal Sözlüğü’ne bakmak yararlı olacaktır. Sözlüğün adına bakınca kitabın Yaşar Kemal’in dili üzerine yapılmış bir inceleme olduğu düşünülebilir. Püsküllüoğlu kitabında büyük yazarın tüm yapıtlarında geçen yerel sözcüklerin, deyişlerin derlemesini yapmıştır. Tüm okurları bilir ki büyük usta Çukurova’nın yerel ağızlarını, söz ve deyişlerini sıkça kullanmıştır. Yarpuz, çaygara, çağşak, ürüşmek, zıncar, yekinmek, kımık, fırdola, cıcığı çıkmak, savsak gibi onlarca sözcük sayabiliriz.

Yaşar Kemal halkın ortak dilini kullanmasının yanı sıra öz Türkçe sözcüklere de sıkça yer vermiştir. Bu nedenle onun kitapları ve kitaplarından uyarlanan film ve oyunlar geçmişte TRT tarafından sansüre uğramıştır.

Ali Püsküllüoğlu kitabına 1986 yılında yazdığı önsözde sözlüğü oluştururken Yaşar Kemal’in 21 eserini incelediğini yazmış. Yaşar Kemal Sözlüğü 2006 yılında Yapı Kredi Yayınları’ndan ilk, toplamda altıncı baskısını yapmış.

Sözlük Yaşar Kemal’in kullandığı dil hakkında geçmişte yazılmış değerlendirme yazılarıyla başlıyor. Ceyhun Atıf Kansu, Selim İleri, Muzaffer Uyguner ve Emin Özdemir’in 1974, 1975 ve 1976 yıllarında büyük usta için yazdıklarını okuyoruz.

Püsküllüoğlu Yaşar Kemal Sözlüğü’nü, ustanın yayımlanmış ve yayın hakları Yapı Kredi Yayınları’nda olan tüm romanlarını tarayarak oluşturmuş. Bir sözlük formatında yazıldığı için A harfiyle başlayıp Z’ye kadar devam ediyor. Yaşar Kemal’in romanlarında A ile başlayan yerel sözcüklere, deyişlere, hangi kitapta geçtiği belirtilerek yer veriliyor. Örneğin abara sözcüğünün açıklaması yapılıyor ve altında romanda nasıl kullanıldığı alıntılanıyor:

Abara a. Su değirmenlerinde suyun hızla akışını ve dolayısıyla basınç kazanmasını sağlayan, tahtadan yapılmış, huni biçimindeki su yolu. Sekiz on metre uzunluğundaki bu su yolundan düşen sular, altta ‘per’ adı verilen bir düzeneği işleterek taşın hızla dönmesini sağlar.

            Değirmenin abarasından akan suyun güçlü düşüşü patlıyor, gecenin karanlığına yayılıyordu. (İM 1, 235)- (İnce Memed. 1.Cilt. s.235) [1]

Sözlükte sadece sözcüklere değil deyişlere de yer verilmiş.

Karnı karnına geçmek, mümkünü çaresi kesilmek, yas yas yalvarmak, hakkını avucuna koymak, eline ayağına düşmek, gort gort dolanmak, iti dolanmaktansa çalıyı dolanmak, imi timi yok olmak gibi deyim ve sözler, Yaşar Kemal’in romanlarındaki kullanılış biçimiyle aktarılmış ve açıklanmış.

Çaygara a. Irmak, dere gibi ararsu kıyılarında bulunan ya da buralarda kazılarak ortaya çıkarılan kaynak, pınar

            Suyu da buz gibi olur, tıpkı çaygara suyu gibi (YY, 180)-(Yusufçuk Yusuf, sayfa 180)[2]

Püsküllüoğlu’nun sözlüğü bir yazarı sadece romandaki olay örgüsü ve tekniğiyle değil, Türk dili üzerinden de düşünmemizi ve algılamamızı sağlıyor. Bunu yaptığımızda da Yaşar Kemal’in ne kadar büyük bir yazar olduğunu görüyoruz.

Türk dilinde tıpkı Yaşar Kemal gibi adına sözlük çıkartılacak nice yazarlar var. Ben bir öneride bulunayım: Salah Birsel Sözlüğü.

Büyük usta Yaşar Kemal ve hemşehrisi Ali Püsküllüoğlu’nun anısına saygıyla.


[1] Ali Püsküllüoğlu. Yaşar Kemal Sözlüğü. Yapı Kredi Yayınları. 1.Baskı Ekim 2006. s.39

[2] Age s.52