SEVİNÇ TEVS’İN YAPILMAYAN ALBÜMÜ

(Bu yazı 13 Kasım 2017’de mürekkephaber.com’da yayımlanmıştır)

Bir caz festivali, onun adına panel düzenlememiş olsaydı bu müziği sevip takip etmeme rağmen Sevinç Tevs gibi büyük bir sanatçıyı hala tanımıyor olacaktım. Gerçek sanatçıların Türkiye’de görünmez hale gelmesinden şikayet etmek yerine bu sefer kusuru kendimize verelim.

Pera Palas Oteli’nin yanındaki binada yapılan panele Gönül Yazar, Nilüfer ve Hülya Koçyiğit gibi sanatçıların katıldığını görünce doğrusu önce biraz şaşırdım. Kendisi de annesi gibi şarkıcı olan kızı Şehrazat,  Sevinç Tevs’i anlatmaya başlayınca nasıl bir sanatçıyla karşı karşıya olduğumu anlamaya başladım.

Sevinç Tevs 1928’de Arnavutluk’un başkenti Tiran’da doğar. Orada doğar çünkü babası Türkiye’nin Tiran Büyükelçisi’dir.

Sevinç Tevs Hammamizade İsmail Dede Efendi’nin torunudur ve ağabeyi ünlü besteci Cevdet Çağla’dır.

Görümcesi Osmanlı Padişahı Mehmet Reşad’ın gelini Prenses Perizat Osmanoğlu’dur.

Ankara’da evlendiği eşi Siham Kemali Söylemezoğlu  ‘maden kralı’  lakabıyla bilinen  Türkiye’nin ilk madencisidir.

Sevinç Tevs, Ankara Devlet Konservatuarı Şan ve Tiyatro bölümünde okuduğu yıllarda kardeşi Sevim Tevs ile birlikte Ankara Radyosu‘nda günün popüler parçalarını seslendirmeye başlamış. Tevs kardeşlerin ünü İstanbul’a ulaşmakta gecikmemiş ve bu ikili 1945’te İstanbul Saray Sineması ve Taksim Belediye Gazinosu‘nda verdikleri konserlerle büyük ilgi toplamış.

Konservatuvardan mezun olan Sevinç Tevs, İbrahim Özgür Orkestrası’nda şarkı söylemeye başlar. İlk yurtdışı konserini Yunanistan‘da verir. Buğulu sesi ve olağanüstü caz yorumuyla çok beğenilir.

1948 yılında New York Caz Festivali’ne katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri‘ne gider.

Festivalde bir Arif Mardin bestesi olan For You parçasını söyler dünyanın en ünlü caz yorumcularından biri sayılan Sarah Vaughanı geçerek birinci olur.  Sevinç Tevs artık dünya çapında bir caz şarkıcısıdır.

1949‘da İlham Gencer ile birlikte İstanbul Radyosu‘nda yaptığı programlar halk tarafından büyük ilgi görür. Gelen davetler üzerine yeniden yurtdışına çıkan Sevinç Tevs, İngiliz Yayın Kurumu BBC‘ye konuk olur ve müzik hayatını anlatır.

Tüm müzik otoriteleri Sevinç Tevs’in sesinin caz yorumu için en ideal seslerden biri olduğu konusunda hemfikirdir. O yıllarda İstanbul’da bulunan bazı kulüplerde sahneye de çıkmaktadır. Bunların arasında Emirgan Billur Köşk, Taksim Club X ve Nişantaşı Dağ Kulüp vardır. Yıllar sonra Elmadağ’da kendi caz kulübünü açan Sevinç Tevs, burayı bir süre çalıştırmış, mekana hırsızların dadanması üzerine kulübünü kapatmak zorunda kalmıştır.

Bu büyük sanatçı, 1970’li yılların ortalarına dek sahneye çıkmış ve hep caz söylemiştir.

Ne ilginç ve üzücüdür ki Sevinç Tevs’in TRT Ankara ve İstanbul Radyoları’nda yaptığı onlarca programa, yurtdışında katıldığı sayısız canlı ve bant yayına rağmen tek bir kayıtlı plağı yoktur. Sarah Vaughan’ı geçerek birinci olduğu New York Caz Festivali’ndeki For You adlı şarkının da kaydı kayıptır. 24 Ekim 1976’daki ölümünden sonra Kanser Derneği’nin düzenlediği gecede kaydı yapılan 45’lik plak haricinde Tevs’in anısını yaşatan hiçbir şey yoktur.  Türk müzik sektörünün bu büyük ayıbını, 2009 yılında İKSV Caz Festivali, kendisine ve kız kardeşi Sevim Tevs’e Yaşam Boyu Onur ödülü vererek bir nebze olsun temizlemeye çalışmıştır.

Türkiye’de “cazın anası” olarak bilinen Sevinç Tevs’e yapılan bu büyük vefasızlık hala sürüyor. Belki kızı Şehrazat’ın çağrısını birileri (mesela Kültür Bakanlığı) duyar da Sevinç Tevs’in şarkıları yıllar sonra bir plakta toplanır. Böylece hem adı ve hem de şarkıları sonsuza dek kulaklarda ve yüreklerde kalır.